Translate

11 Aralık 2013 Çarşamba

Fay

             Yer kabuğundaki çeşitli ölçekteki kayma yüzeyleri, üzerinde deprem olan ve hareket eden iki levha arasındaki ara yüzey fay olarak adlandırılır. Deprem sonrası oluşan açıklığın fay mı yoksa kırık mı olduğunu anlamak için belli özelliklerine bakılarak karar verilir. Fayın olması için gerekli özellikler:
1-Fay aynası
2-Fay çizikleri
3-Atım  olması gerekmektedir. Sonuçta her fay bir kırıktır ama her kırık ise fay değildir.


Resim_1 Manisa Fayı’ndan bir görüntü ( Manisa / Türkiye)

Fay tanımından sonra karşımıza çıkan, sosyal ve görsel medyada sürekli duyduğumuz, deprem profesörlerinin açıklamalarında kullandığı terimlere de değinmek gerekiyor aslında.
Bir faydan bahsederken o fayın aktifliğinden söz edilir. Peki aktiflik nedir? Aktiflik denince ilk akla gelen, yarın deprem üretecek gibi algılanması oluyor toplumda. Tabi ki aktif bir fayın her an deprem üretme riski var ama anlatılmak istenen bu değil.
Aktif fay; son 10000 yılda en az 1 kere hareket etmiş ve deprem üretmiş faydır. Eğer bu fay 10000 yıl boyunca hareket etmemiş ise bu fay için aktif değildir mi diyoruz? Tabi ki hayır. Eğer fay 10000 yıl boyunca hareket etmemiş ise daha önceki hareketlerine bakıyoruz. Eğer bu fay 1.65 milyon yılda 1 kere hareket etmiş ve deprem üretmiş ise potansiyel aktif fay olarak adlandırılıyor.

Dünya üzerinde birçok aktif fay hatları bulunmaktadır. Bu faylarında aldığı isimlerin farklı farklı olduğunu duymuşsunuzdur. Fayların farklı isim almaları aynı özellikte olmadığı, oluşan kırılma ve levha hareketlerine göre gruplara ayrıldığından kaynaklanmaktadır. Fayları 4 temel grupta toplayabiliriz.
1-Doğrultu atımlı fay
2-Normal fay
3-Ters fay
4-Verev atımlı fay
       Doğrultu atımlı faylar; fay düzlemi 90 dereceye yakın dik bir konumda olan ve yerin içine doğru hafifçe eğimlenen yalnızca yatay atımın oluşturduğu yanal atımlı faylardır. Yanal yönde hareket ederek kırılır. Bu şekilde kırılmanın olması için çok büyük bir kuvvete ihtiyaç vardır. Çok çabuk kırılma olmaz ama kırıldığında da oluşan depremin büyüklüğü fazla olur. Türkiye’de Marmara depremini oluşturan Kuzey Anadolu Fay hattı doğrultu atımlı bir faydır.
      Ters faylar; düşey atımlı faylar olup, yalnızca fay düzlemi boyunca hareket eğim yönüne göre ters yönde olmakta ve bloklar birbirine göre yaklaşmaktadır. Bu şekilde oluşan kırılmalar için gereken kuvvet doğrultu atımlı fayın kırılmasında gereken kuvvetten az, normal fay için gereken kuvvetten fazladır.  Türkiye’de Van depremini oluşturan fay ters faydır.  
      Normal faylar; bu tür faylarda fay düzleminin bir tarafındaki blok yükselirken diğer tarafındaki blok düşer. Burada hareket göreceli olarak gelişir. Bir başka değişle, bir blok yükselirken diğeri yerinde durabilir ya da bir taraf yerinde dururken diğer taraf düşebilir.  Bu şekilde kırılma için diğer fay türlerine göre daha az kuvvet gerekir. Çok az  kuvvet gerektiği için fazla bir enerji depolama kabiliyetine sahip olmazlar. Üreteceği depremde genelde büyük bir deprem oluşturmaz. Türkiye’de Ege Bölgesi fay sistemleri genelde normal faydır.
      Verev atımlı faylar; fay düzlemi boyunca hem yanal hem de düşey hareket eden faylardır. Çok rastlanan fay türlerinde değildir
              Son olarak; Depremi çözmenin asıl yolu fay hareketlerini incelemekten geçmektedir. Fayların aktiflikleri belirlenerek, bu fayın ne kadar zamanda bir deprem ürettiği, fayın türü ve oluşturabileceği deprem büyüklükleri saptanabilir. Bunları belirlerken de bize en çok gerekli olacak doküman; faylar hakkında bilgimiz ve araştırma yapacağımız fay hakkında topladığımız bilgilerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder