Yer kabuğundaki çeşitli ölçekteki kayma yüzeyleri, üzerinde
deprem olan ve hareket eden iki levha arasındaki ara yüzey fay olarak adlandırılır. Deprem sonrası oluşan açıklığın fay mı
yoksa kırık mı olduğunu anlamak için belli özelliklerine bakılarak karar
verilir. Fayın olması için gerekli özellikler:
1-Fay aynası
2-Fay
çizikleri
3-Atım olması
gerekmektedir. Sonuçta her fay bir kırıktır ama her kırık ise fay değildir.
Resim_1 Manisa Fayı’ndan bir görüntü ( Manisa / Türkiye)
Fay tanımından sonra karşımıza çıkan, sosyal ve görsel
medyada sürekli duyduğumuz, deprem profesörlerinin açıklamalarında kullandığı
terimlere de değinmek gerekiyor aslında.
Bir faydan bahsederken o fayın aktifliğinden söz edilir. Peki aktiflik nedir? Aktiflik denince ilk akla gelen, yarın deprem üretecek gibi algılanması oluyor toplumda. Tabi ki aktif bir fayın her an deprem üretme riski var ama anlatılmak istenen bu değil.
Bir faydan bahsederken o fayın aktifliğinden söz edilir. Peki aktiflik nedir? Aktiflik denince ilk akla gelen, yarın deprem üretecek gibi algılanması oluyor toplumda. Tabi ki aktif bir fayın her an deprem üretme riski var ama anlatılmak istenen bu değil.
Aktif fay;
son 10000 yılda en az 1 kere hareket etmiş ve deprem üretmiş faydır. Eğer bu
fay 10000 yıl boyunca hareket etmemiş ise bu fay için aktif değildir mi
diyoruz? Tabi ki hayır. Eğer fay 10000 yıl boyunca hareket etmemiş ise daha
önceki hareketlerine bakıyoruz. Eğer bu fay 1.65 milyon yılda 1 kere hareket
etmiş ve deprem üretmiş ise potansiyel aktif fay olarak adlandırılıyor.
Dünya üzerinde birçok aktif fay hatları bulunmaktadır.
Bu faylarında aldığı isimlerin farklı farklı olduğunu duymuşsunuzdur. Fayların
farklı isim almaları aynı özellikte olmadığı, oluşan kırılma ve levha
hareketlerine göre gruplara ayrıldığından kaynaklanmaktadır. Fayları 4 temel
grupta toplayabiliriz.
1-Doğrultu atımlı fay
2-Normal fay
3-Ters fay
4-Verev atımlı fay
Doğrultu
atımlı faylar; fay düzlemi 90 dereceye yakın dik bir konumda olan ve yerin
içine doğru hafifçe eğimlenen yalnızca yatay atımın oluşturduğu yanal atımlı
faylardır. Yanal yönde hareket ederek kırılır. Bu şekilde kırılmanın olması
için çok büyük bir kuvvete ihtiyaç vardır. Çok çabuk kırılma olmaz ama
kırıldığında da oluşan depremin büyüklüğü fazla olur. Türkiye’de Marmara
depremini oluşturan Kuzey Anadolu Fay hattı doğrultu atımlı bir faydır.
Ters faylar;
düşey atımlı faylar olup, yalnızca fay düzlemi boyunca hareket eğim yönüne göre
ters yönde olmakta ve bloklar birbirine göre yaklaşmaktadır. Bu şekilde oluşan
kırılmalar için gereken kuvvet doğrultu atımlı fayın kırılmasında gereken
kuvvetten az, normal fay için gereken kuvvetten fazladır. Türkiye’de Van depremini oluşturan fay ters
faydır.
Normal faylar;
bu tür faylarda fay düzleminin bir tarafındaki blok yükselirken diğer
tarafındaki blok düşer. Burada hareket göreceli olarak gelişir. Bir başka
değişle, bir blok yükselirken diğeri yerinde durabilir ya da bir taraf yerinde
dururken diğer taraf düşebilir. Bu
şekilde kırılma için diğer fay türlerine göre daha az kuvvet gerekir. Çok
az kuvvet gerektiği için fazla bir
enerji depolama kabiliyetine sahip olmazlar. Üreteceği depremde genelde büyük
bir deprem oluşturmaz. Türkiye’de Ege Bölgesi fay sistemleri genelde normal
faydır.
Verev atımlı
faylar; fay düzlemi boyunca hem yanal hem de düşey hareket eden faylardır. Çok
rastlanan fay türlerinde değildir
Son
olarak; Depremi çözmenin asıl yolu fay hareketlerini incelemekten geçmektedir. Fayların
aktiflikleri belirlenerek, bu fayın ne kadar zamanda bir deprem ürettiği, fayın
türü ve oluşturabileceği deprem büyüklükleri saptanabilir. Bunları belirlerken
de bize en çok gerekli olacak doküman; faylar hakkında bilgimiz ve araştırma
yapacağımız fay hakkında topladığımız bilgilerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder