Translate

17 Eylül 2017 Pazar

UNUTTUK MU SEVMEYİ?

Sevmekle açtık dünyaya gözümüzü.

Sevgi ile büyüdük, sevgi ile oynadık.

Ve bir gün geldi. Unuttuk sevgiyi.

Nasıl, neden diye sorma.

İnan bende bilmiyorum.

Belki ego, belki vurdumduymazlık belki de kendimize çok önem verdiğimizden.

Ama unuttuk işte sevgiyi.


18 Şubat 2017 Cumartesi

GÜLÜMSE

Gülümsemek; mutluluğun sonucu mu yoksa nedeni mi?

Mutsuzken bile örttüğümüz örtü mü yoksa…

Pozitif duyguların birleşimden açığa çıkan enerji de olabilir oysa.

O kadar çok farklı tanımla anlatabiliriz ki aslında.

28 Ağustos 2016 Pazar

HAYAT

Hayat; akıp giden zaman trenine bindiğimiz durak ile indiğimiz durak arasındaki mesafe.

Bazısı her şeye rağmen memnun bu hayattan, bazısı ise her şeye sahip olmasına rağmen rahatsız. Belki de hayatın çarklarının dönmesini sağlayan bu düşüncelerdir bilinmez. Ama sonunda ineceğiz bu trenden . Ya güllerin olduğu bir bahçeye ya da kavrulmakta olan bir çöle.


Hayat; Bazısına göre çok kısa, bazısına göre de bitmek bilmeyen bir çile.

Hep pozitif düşünürüm en karanlıkta bile. Çünkü karanlığı bilmeden dışarının ne kadar aydınlık olduğunu göremezsin. Bu Dünyada kötü olmamak için değil, iyi olmak için çabalamak gerekiyor. Kötülük bi’ Dünyanın içinde var, bir de belki hiç fark etmediğin içinin içinde bir yerde.

Hayat; Doğan güneş ile ümitlerimizi tazeleyip, batan güneş ile beraber yeni ümitler kurduğumuz bir döngü.

Hiç ayrılmayacak, fani olmayan biri gibi yaşıyorsun bu diyarda. Böyle düşünceler zaten hayaller kurdurur insana. Doğrusu da bu elbet ama ayrılık hazırlığını da yapmalı insan. Çünkü aniden inmek zorunda kalırsan trenden, unutma o trende iyiliklerini, güzelliklerini ve yanında lazım olacak emanetlerini.

Hayat; sonun bitip, sonsuzluğun başladığı bir kapı.

Geçtiğimizde oradan daha ışıl ışıl bir mekan, hayal bile edemeyeceğimiz güzellikte bir yer. Gönlü güzel insanlar. Ne Yalan var ne kötülük.



Hayat; Kapının ardındaki gül bahçesinde görüşmektir aslında…

28 Mayıs 2016 Cumartesi

BİR AN DÜŞÜNMEK

Sonbaharın sarısında dökülen yapraklar ile başladı hayata yeşerişim.

Kışın soğuğunda üşüdüm, baharın yeşilliğinde sevindim.

Ama en çok yazın sıcağında ısındı ruhum güneşin parlaklığında.

Hiç anlamadan savruldu takvim yaprakları.

Hüzünler görünmeye başladı uzaklarda.

Belki de hep gözüküyordu ama küçük olduğumdan boyum yetmiyordu fark etmeye.

Büyüdükçe fark ediyorsun, fark ettikçe hüzünleniyorsun bu diyarda.

Sonun başlangıcı ile gelmişiz, sonsuzluğun başlangıcına gidiyoruz.

Giden haber vermiyor, gidemeyen ulaşamıyor.

Kim bilir hüzün rüzgarı ne zaman ulaşır bu tarafa bilinmez.

Ama ilerisi hep bulutlu.


Mevsim İse kış zaten dağılmaz o bulutlar...

30 Ocak 2016 Cumartesi

FARKINDAMISIN

Dünya dönüyor, zaman azalıyor…

Her gün biraz daha yaklaşıyoruz sona. Belki daha iyiye, belki de daha kötüye…

Bir gün bizim içinde falanca bey, hanım, amca, teyze diyecekler. Bu dünyaya sadece bir çizik atıp geçiyoruz.

Farkında mısın?

O attığın çizik bir gül yaprağına giden bir dal da olabilir, insanlara zulüm yaşatıp, attığın yar da olabilir.

Farkında mısın?

22 Kasım 2015 Pazar

İYİLİK YAPMAYA ‘’DEĞER’’

Değer vermek, değer görmek anlamına gelmiyor her zaman.

İnsan sever, hoşlanır, anlaşır ve anlaştığı ölçüde karşısındaki kişiye güven bağları ölçüsünde gönülden gelen bir değer verir. Bazı huylarından vazgeçer, inandığı bazı değerleri törpüler, yapmadığı veya yapamayacağını düşündüğü bazı söylemleri bile hayata geçirir. O’nunla anlaşmak için kendinden vazgeçer. Sırf karşısındaki için…

Aylar geçer, yıllar geçer belki de bir ömür geçer. Bir bakmış ki yaptığı onca uğraşın karşılığı bomboş. Verdiği değeri görememiş. Görememenin de ötesinde bir ömrü heba etmiş. Geçirdiği onca zamana koca bir ‘’AH’’ diyerek hayatına kaldığı yerden kaybettiği onca zamanın boşluğuyla devam eder…

24 Temmuz 2015 Cuma

DÜŞÜNEBİLEN İNSAN

İnsanlığı öldüren İnsanlar…

İnsanlığı özgürlük adı altında yok eden insanlar…

İnsan, sadece düşünebilen bir hayvandır tanımı aslında boşuna yapılmamış. İnsan düşünebilen bir hayvandır. Önemli olan da zaten insan olmak değildir. Önemli olan, düşünebilen insan olabilmektir. İki düşünüp bir konuşmaktır.

11 Nisan 2015 Cumartesi

Tuhaf Bir Hayat

Tuhaf olsa gerek hayat…

Bir yanda hiç bırakıp gitmeyecek gibi bu Dünya dertlerine dalmışız, bir yanda insanlığımızı unutup birbirimizi kırmışız.

Oysaki sorsak her kime hep SEVGİ derdi bize ama nerede?

Sevgi Peygamberi Hz. Muhammed ‘in (s.a.v) ümmeti değil miyiz biz. Kadını baş tacı yapan, insanları kırmaktan ödü kopan, haram yemekten kaçınan ve insanların yüreğine dokunan bu topluma ne oldu?

24 Ağustos 2014 Pazar

İnsanlık

Bazen her şey bilgi değildir. Bilmek, okumak, öğrenmek ve paylaşmak mutlaka keyif verici, yararlı ve yapılması gereken bir olaydır bilinçlenme yolunda. Ama bunları yapmak için insanın ilk önce kendi altyapısında belli değerlere sahip olması gerekir. 
İnsanların hiçbiri bir diğeriyle birebir aynı düşünceyi savunamaz,  bir şeyi beğenemez veya bir hareketi birebir yapamaz. Muhakkak

28 Nisan 2014 Pazartesi

Doğal Taşlar ve Mermer

            Yer kabuğundan çıkartılıp, çeşitli amaçlarla yapılarda kullanılan taşlara doğal taş denir. Doğal taşlar yapılarda ya belli bir işlem aşamasından geçirilerek kullanılırlar ya da doğadan çıkartıldığı gibi doğrudan da kullanılabilirler. Doğal taşları kullanım amaçlarında göre ele alacak olursak parlatılarak kullanılanlar “mermerler” ve parlatılmadan kullanılanlar “yapı taşları” olarak sınıflayabiliriz.
            Parlatılarak kullanılanlar (Mermerler); doğadan çıkarıldıktan sonra fabrikalarda çeşitli ve istenen ebatlarda kesilirler. Kesilen bu taşlar belli aşındırıcılar sayesinde parlatılırlar. Parlatılan doğal taşlara Mermer denmektedir.

7 Nisan 2014 Pazartesi

Sevgisiz Dünya

İnsan olmakla başlıyordu her şey aslında. Güzellikler, dostluklar, arkadaşlıklar, ağaçlar,çiçekler… Her şey insan olmakla başlıyordu aslında. Mutlu olmak, mutlu etmek, kalp kırmamak, kalp kazanmak. Taa ki biri yanlış yapana kadar…
İnsanoğlu varoluşundan beri hem iyi hem de kötüyü bir çok defa görmüş, maruz kalmış veya şahit olmuştur. Bazıları iyiliği benimseyip iyi olarak, bazıları iyiliği kabul edip kötü olarak, bazıları da bunları reddedip ‘’saf kötü’’ olarak yoluna devam etmiştir.

9 Mart 2014 Pazar

Kömür

            Kömür; çoğunlukla bitki parçacıklarından meydana gelen, içerisinde çoğunlukla karbon (C), az miktarda hidrojen (H),oksijen (O),sülfür (S) ve azot(N) elementlerinin bulunduğu, koyu gri- siyah renkli, parlak veya mat olan bir katı fosil yakıtıdır.


Resim.1. Muğla Yatağan'da bulunan kömür tabakasından bir görünüm_2012


            Kömürün oluşması için öncelikle bitkisel maddelerin birikebileceği bir ortam (çukur vs.)olmalıdır. Bu ortamda ise bitki bolluğu olmalı ve

20 Ocak 2014 Pazartesi

Heyelan


Heyelan (yer kayması) ; toprağın, taşların ve tabakaların bulundukları yerden yamaç aşağı kayması olayıdır. Bu olayla bazen küçük, bazen de çok büyük kütleler hareket eder. Yer kaymasının yanı sıra yer göçmeleri de oluşmaktadır. Yer göçmeleri de kütle hareketleri olarak ifade edilir. Yer göçmeleri; mağara gibi yer altı boşluklarının tavanlarının göçmesi olayıdır. Bunlar az görülen olaylardır.
Heyelan oluşumu hiçbir etki, müdahale veya bir denge bozulması olmadan meydana gelmez. Heyelan oluşmasına zemin hazırlayan başlıca etkenler vardır.Bunlar;

30 Aralık 2013 Pazartesi

Jeotermal Enerji

Jeotermal enerji; yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş ısının oluşturduğu, sıcaklığı sürekli 200 dereceden fazla olan ve çevresindeki normal yeraltı ve yer üstü sularına oranla daha fazla erimiş mineral, çeşitli tuzlar ve gazlar içerebilen sıcaklık su ve buhar olarak tanımlanabilir.
Jeotermal enerji, dünya üzerinde kullanılan ve vazgeçilemeyecek enerji kaynaklarından biridir. Peki bu enerji nasıl açığa çıkartılır ve kullanabilir.İlk etapta jeotermal enerji potansiyeli olduğu varsayılan bölgede jeolojik inceleme ve uzaktan algılama sistemleri yardımıyla araştırma yapılarak suyun nerede olduğu saptanır. 

18 Aralık 2013 Çarşamba

Anlamaya Çalışmak ya da Uğraşmamak

İnsan, bu dünyada her şeyin üstünde ve bütün varlıklara hükmedebilecek güçte olan bir varlıktır. Tek bir zayıf noktası vardır o da nefsidir. Ya nefsine uyarak içinde barındırdığı o muhteşem gücü kontrolsüzce harcar ya da nefsine hakim olup beynini kullanarak bu gücü faaliyete dönüştürür. Aslında temelde tüm olaylar tamda bu noktadan sonra başlıyor. İnsanın tercihleri. Duygu mu?, Bilgi mi?... Zeka mı?, Nefs mi?... Akıl mı?, Hırs mı?... Aslında bakıldığında bunların hepsi önemli, bunlar olmadan  olur mu diyorsunuz. Tabi ki haklısınız ve olmazda zaten. Burada önemli olan bunlardan hangisini ön plana tutacağınız, hangilerini de kontrol altına alacağınızdır…

11 Aralık 2013 Çarşamba

Fay

             Yer kabuğundaki çeşitli ölçekteki kayma yüzeyleri, üzerinde deprem olan ve hareket eden iki levha arasındaki ara yüzey fay olarak adlandırılır. Deprem sonrası oluşan açıklığın fay mı yoksa kırık mı olduğunu anlamak için belli özelliklerine bakılarak karar verilir. Fayın olması için gerekli özellikler:
1-Fay aynası
2-Fay çizikleri
3-Atım  olması gerekmektedir. Sonuçta her fay bir kırıktır ama her kırık ise fay değildir.


Resim_1 Manisa Fayı’ndan bir görüntü ( Manisa / Türkiye)

Fay tanımından sonra karşımıza çıkan, sosyal ve görsel medyada sürekli duyduğumuz, deprem profesörlerinin açıklamalarında kullandığı terimlere de değinmek gerekiyor aslında.

5 Aralık 2013 Perşembe

Farklı Olmalı İnsan

Farklı olmalı insan… Karşındakinin onu keşfedebileceği en az bir özelliği olacak kadar farklı. Her şeye sevinirken, hiçbir şeye de üzülmeden durmamalı aslında. Tam ortada durmalı.
Tüm güzellikleri uzaktan şöyle bir görüp sadece birine yoğunlaşmalı. Ve insan düşünceli, duygulu, vefalı olmalı.Çıkar için insan sevilmez bunu bilmeli ilk önce. Daha sonra konuşabildiği, sevdiği, güzellikleri paylaşabileceğine inandığı herkesle konuşmalı doya doya… Onlara o pozitif enerjisini verip, çevresine o mükemmel ışığı yaymalı.

1 Aralık 2013 Pazar

Deprem Öldürmez

Deprem; Yeryüzünde  meydana gelen kırılmalar sonucu açığa çıkan enerjinin dalgalar halinde yayılması olayıdır. Bu kırılmaların belli özelliklerine bakarak fay olup olmadığını anlıyoruz. Yani her kırık bir fay değildir ama her fay bir kırıktır. Aslında temel olarak bu kadar bilinmesi yeterli diye düşünüyorum. Çünkü çok fazla bu konuda bilgi sahibi olmak - tabi ki iyidir- yerine ülkemizde meydana gelecek depremde nasıl korunmamız gerekeceği bununda ötesine geçmektedir.

26 Kasım 2013 Salı

Bir yudum nefes

Bu hayatta ilk kendimizi fark ettiğimizde Dünyamız mahallemizdi aslında.O sokaklardaki arkadaşlık, dostuklar, kardeşlikler…Daha sonra biz büyümeye başladık. Büyüdükçe de kardeşliğimizi,dostluklarımızı ve arkadaşlarımızı sırasıyla kaybeder olduk… Okullar bitti,kazanç kapıları açıldı. Zamanımızın tamamını işe verdik. Bunların sonucunda da  İNSANLIKLARINI kaybedenler arttı. Heee hem de öyle az buz değil.O kadar arttı ki; bir süre sonra ‘Olması gereken bu, yapılanlar doğru. 'HAYAT BU’ denmeye başlandı.